10 Aralık 1989 Milliyet Gazetesi
Sh 5 aynen alıntıdır
Süreyya Ağaoğlu: "Ben ortaokulda da, lisede de, üniversitede de çarşaf giymedim. Hocalarla şavaştım"
' TÜRK KADINI GERİLEDİ'
Ağaloğlu " Bugünkü hadiselere bakıyorum da çok şaşırıyorum. Çocuk yaşta kızlar ağzını burnunu kapatıyor. Toplantıda birinin yüzünü açtım.'Evladım ne güzel ağzın burnun var, neden kapatıyorsun dedim.Cevap vermedi, hemen yüzünü örttü" şeklinde konuştu
Cuma akşamı taksiyle, durağın önünden geçerken hayret ettim. Saat 6.30 ve durakta en az 10 taksi müşteri bekliyor.Şöföre, "Hayret bu saatte hiç araba bulunmaz. Nasıl oluyor? deyince, gülerek beni yanıtladı.
"Sebebi çok basit.'Zenginler de Ağlar dizisi. Her akşam saat 6 da müşteri kesiliyor.6.45 te telefonlar yeniden çalmaya başlıyor."
"İlginç" dedim.
" Yoo.. Hiç de değil" diye yanıtladı şöför. "Bizim toplumun kültür yapısı bu... Cehaletimizi gösteriyor. Meksika'nın en basit, en ucuz dizisiiçin yaşamımızı değiştiriyoruz. Hiç olmazsa köle İsaura bir mesaj veriyordu topluma. Köleliği eleştiriyordu.Bunda hiçbir şey yok."
"Neyse yakında normale döneceksiniz. Dizi Aralık sonunda bitiyor."
"Bizim için farketmez hanımefendi. Asıl kadınlarımız üzülecek. Ben doğrusu kadınlara hayret ediyorum. Kadın hakları toplantısında, hepsi siyasi yaşamda daha fazla hak istiyor. Bunlar üstelik okumuş kadınlar. İyi güzel de, söyledikleri hep lafta kalıyor. Çevredeki diğer kadınlara, arabama binen kadın müşterilere bakıyorum kimse hiçbirşeyin farkında değil. Ya dedikodu yapıyorlar. Ya konken partilerinden söz ediyorlar. Konken oynayarak haklarına kavuşamazlar ki."
"İstanbul'da değil, Washington'da bir taksi şöförü ile konuşuyordum sanki. Üstelik haklıydı da... Kadın haklarının 55'inci yldönümü nedeniyle bir gün önce Süreyya Ağaoğlu ile görüşmüş, aynı yaklaşımı gözlemiştim... "Kadın geriye gidiyor.Hep lafta kalıyoruz.Yıllardır bu hep böyle. Örgütlenemiyoruz" demişti Ağaoğlu. Türkiye'nin ilk kadın avukatı...
Kadın haklarını koparmada bileği ile savaş vermiş Ağaoğlu....
Biz mevcut haklarımızı savunamaz ve hatta kullanamazken, nasıl geleceğe yönelik umutlanabiliriz diye düşündüm...Burada yüreğimi ısıtan tek olay ciddi bir gazete okuru gibi çevresini yorumlayan taksi şöförü oldu.
HAREKET-BEREKET
"Süreyya Hanım, söyleşinin ilk sorusu olarak size garip gelebilir ama, eğer sakıncası yoksa kaç yaşında olduğunuzu öğrenebilir miyim efendim?"
"Ben herkese söylüyorum, yaşımı saklamam ki tam 86 yaşındayım. Neden sordunuz?
"Çünkü efendim, kadın haklarının 55'inci yıldönümü nedeni ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği tarafından düzenlenen seminerin en renkli, en hareketli ve de en heyecanlı kişisi sizdiniz. Adeta yerinizde duramıyordunuz.Bu yaşta bu enerjinin nereden kaynaklandığını öğrenmek istedim..."
"Evet. Gazeteler yazmış. En şık ve en hareketli Süreyya Ağaoğlu diye. Belki şık değilim ama hareketli olduğum doğrudur. İki gün o toplantıda sürekli oturmak bile zor geldi bana. Yazıhaneye de uğrayamadım. Hareketsizliği kırmak için arada bir salonun dışına çıktım. Ne bileyim, içim hala heyecan dolu. İnsanın gönlünde olan birşey bu. Benim arkadaşlarım emekli olup çekiliyor, köşelerinde oturuyorlar. Neden oturuyorsunuz diye kızıyorum. Birşeyler yapın diyorum. İnsan o zaman canlılığını koruyor."
"Toplantı nedeni ile iki gün yazıhaneye uğramadım dediniz. Demek halen avukatlık yapıyorsunuz. Türkiye'nin ilk kadın avukatı halen adliye koridorlarında koşturuyor..."
"O dediğiniz manada koşturmuyorum.Eskisi gibi faal avukatlık yapamıyorum.Bugün gittim, çünkü yeğenimin davasıydı.
Hem ben yalnız Türkiye'nin ilk kadın avukatı değil, hukuk fakültesine ilk kayıt olan kadınım da.