×

GÜNGÖRMÜŞ BİR BİLGE Av. Hikmet Güngör


NEHİR SÖYLEŞİLERİ : 2

GÜNGÖRMÜŞ BİR BİLGE 
Bu seferki nehir söyleşimizi güngörmüş bir bilge ile yapıyoruz. Yazıma başlık ararken öncelikle konuğumuzun isminin manasını araştırmakla işe başladım ve çok hoş bir sürprizle karşılaştım.Sözlüklerdeki karşılığı "bilge" olunca Derneğimizin 10. dönem başkanı Sn. Av. Hikmet Güngör için bundan daha güzel bir başlık olamaz diye düşündüm. Çünkü kendisi kıdemli bir hukukçu olduğu kadar derin hayat tecrübesi ve alçak gönlü ile hepimizin kalbinde taht kurmuş gerçek bir bilgedir.
  
  Çok güzel bir İstanbul baharında, mor salkımlar, erguvanlar ve çiçekler arasında Av. Alev Toker ile birlikte, çok şık bir hanımefendiyle, boğazın kıyısında,  bizi ruhen doyuran dopdolu bir akşamüstü geçirmenin keyfini anlatmama gerek yok sanıyorum.
Hikmet Hanım her zamanki zarafeti, ciddiyeti, yumuşacık sesi ve güler yüzü ile tüm sorularımıza içtenlikle cevap verdi.

SİZDEN ÖĞRENECEK ÇOK ŞEYİMİZ VAR SOHBETİMİZE     ÖZGEÇMİŞİNİZ İLE BAŞLAYALIM İSTERSENİZ.
Yaşımı söylemekten keyif alıyorum.1925 Isparta doğumluyum. İlkokulu Polatlı’da,  ortaokulu İzmir Bornova’da, Liseyi İzmir Kız Lisesinde okudum. Aslında Kimya Mühendisi olmak istiyordum. Sıra arkadaşımın ben Hukuk Fakültesine gireceğim, sen de oraya gel diye çok ısrar etmesiyle İstanbul Hukuk Fakültesine kaydoldum. Bahsi geçen arkadaşım lise olgunluk sınavını veremediği için ben okula başladım ama o gelemedi, ben devam ettim.
    
Savaş yıllarıydı, 1942 de girdiğim fakültede çok zor şartlarda okuduk. İstanbul’a önce ağabeyimle birlikte geldik. Bir akrabamızın yanında kalıyorduk. Babam bizim durumumuza çok üzüldüğü için ben emekliyim çocukların yanına gidelim diyerek annemle buraya taşındılar. O yıllarda Hukuk Fakültesinde hem yazılı hem sözlü sınavlara girdiğimizden çok çetin bir eğitimden geçerek okulu dört senede iyi derece ile bitirdim.

    Avukatlık stajına başlamadan evvel hâkimliğe müracaat ettik. Hanımlar ayrı bir listeye tabi ve size görev veremeyiz dediler. Bunun üzerine staja başladım. Biz staj yaparken avukatlık sınavı kaldırıldı. Bence kalkmamalıydı.

    1954 yılında Av. Burhan Güngör ile evlendik. Kızımız doğduktan sonra da çalışma hayatımı sürdürebildim ama ikiz torunlarım dünyaya geldikten sonra onlarla daha çok bir arada olabilmek için meslek hayatımı fiilen bitirdim. 

    İstanbul Barosuna mensup olmanın büyük bir onur olduğunu düşündüğümden bu güne kadar Barodan kaydımı sildirmedim ve bu yıl meslekte 60. yıl plaketimi büyük bir gurur ve sevinçle aldım.

Ancak her ne kadar fiilen avukatlık mesleğimi icra etmesem de dostlarımın ve genç avukat meslektaşlarımın hukuki sorunlarını araştırmalar yaparak, onlara yol gösterici mütalaa vermeyi halen sürdürebilmekten büyük bir keyif almaktayım. Gençliğimden bu yana daima disiplinli, özgüvenli çalıştım ve çalıştığım konularla ilgili çok araştırma yaptım.

SİZ ONUNLA AYNI ZAMAN DİLİMİNDE YAŞAMIŞ ÇOK ŞANSLI BİR ATATÜRK NESLİSİNİZ, ULU ÖNDERİMİZLE BİR ANINIZ VAR MI?

    Maalesef bu içimde çok derin bir ukdedir. Biz İzmir’de yaşadığımızdan onu görme şansım olmadı ama o büyük önderin bizlere bıraktığı devrimlerin çok yakın bir takipçisiyim. Onun devrimlerinin en mühimi 3 Mart 1924 tarihli 29-30-31 sayılı kanunlarla Laikliğin temelini atmış olmasıdır. Laiklik mefhumu 1934 senesi 10 Nisanda Anayasa’da yer almak suretiyle son merhalesine erişmiştir. Bu kadınlar için çok büyük bir merhaledir. 

    Ben de 1973 yılından beri Nihal Uluocak hocamızın daveti ve desteğiyle THKD nin üyesi oldum ve 10. dönem Dernek başkanlığını üstlendim. Derneğin laiklik, Anayasa Hükümleri, Türk kadının 1934 yılında kazandığı seçme ve seçilme hakkıyla ayrıca şimdi büyük bir problem haline gelen kadın ve çocuğa şiddet ve kadın ve çocuk hakları çalışmalarını takip ettim. Bu çalışmalardan dolayı çok büyük bir gurur duydum ve her zaman dernekteki arkadaşlarıma çok müteşekkir kaldım.
    Derneğimizin 7-11 Eylül 1987 tarihinde düzenlediği Uluslararası Hukukçu Kadınlar Federasyonu İstanbul toplantısına üye ülkelerden gelen hukukçu konuklarla, çok kapsamlı bir çalışma yaptık, sonrasında onlara İstanbul ve Nevşehir’i de tanıtma fırsatını buldum. Bu toplantı TRT tarafından kaydedilmiş ve benimle yapılan bir konuşma akşam bülteninde yer almış ve Derneğimizin çalışmaları kamuoyuna duyurulmuştu.

MESLEK HAYATINIZDA SİZİ ETKİLEYEN OLAY VE KİŞİLERDEN DE BİRAZ BAHSEDER MİSİNİZ?

    Meslek hayatımda her dosyayı çok ciddi inceleyip, duruşmalara heyecanla hazırlanırdım ve bu çalışma hayatım süresince hiç kaybolmadı. Bu nedenle takip ettiğim her dava benim için yeni olaydır ve rahmetli eşimle evde iki taraf şeklinde davaları tartışırdık.     Bir boşanma davasında ben erkek tarafının avukatıyım, davacıyız ve iddiamız da davalının evine bakmadığı, yemek pişirmediği vs gibi nedenler. Ben boşanma davasını açtım. Şahitlerimiz dinlenirken üçü de bizim iddiamızı teyit eder mahiyette tek cümle sarf etmedi ve davalının ev içinde söylenecek bir kusuru olmadığını ifade ettiler. Hâkim, bana bu duruma ne diyorsunuz diye sordu. Karar muhterem mahkemeye aittir dedim. Bunun üzerine hâkim karşı tarafa ne diyorsunuz diye sordu. Karşı tarafın avukatı bizim tanıklarımız da dinlensin dedi. Söz istedim. Bizim şahitlerimizin ifadeleri karşısında davalı tarafın şahitlerinin dinlenmesine gerek yoktur dedim. Hâkim karşı tarafın ısrarı ile onların şahitlerini dinledi. Ben bu davada mahkemeyi boş yere işgal ettiğimden dolayı büyük bir üzüntü duydum.
Bu anımı benim mesleki açıdan hukuka ve mahkemeye verdiğim değeri göstermesi yanında bugün uzayıp giden davalara bakıldığında, Adalete çabuk ulaşmak konusunda meslektaşlarımın da bu konuya gereken özeni göstermeleri için paylaştım.

BU GÜZEL SOHBETİN SONUNDA GENÇ HUKUKÇU MESLEKTAŞLARINIZA ÖNERİLERİNİZ NELERDİR?    
    Öncelikle çalışkan olacaklar. Önlerine gelen her olayı büyük bir dikkatle dinleyerek ve farklı noktaları veya çelişkileri müvekkillerinin karşısında iken onlara anlatacaklar. Müvekkillerine o davayı yüzde yüz kazanırız diye değil, kendilerine davanın sakat taraflarını da izah etmek suretiyle, haksız ve çirkin ithamlardan kendilerini koruyacaklar. Dosya ile ilgili vekâlet ücreti ve peşin alınacak ücreti bildirmek ve Avukatlık Kanununda yer aldığı gibi ücret sözleşmesi imzalamaları da çok önemli. Ayrıca hasım olsa da meslektaşlarına saygıda kusur etmemeleri, asansörde bile başlarını çevirmemeleri ve duruşmalara mesleğe yakışır kılık ve kıyafetlerle gitmeleri, cüppeye saygılarını göstermeleri gerekir. 

YAŞAMINIZIN BÜTÜNÜNÜ ZEVKLE VE HEYECANLA DONATTIĞINIZI BURADA ANLATTIKLARINIZDAN ÖĞRENMİŞ BULUNUYORUZ. BİZLERE KEYİFLİ BİR HAYATIN FORMÜLÜNÜ VEREBİLİR MİSİNİZ?

Annem ve babam zamanlarında arkadaşlarınca çok sevilen, güzel dostluklar kurmuş olan çok özel insanlardı. Evimizden yatılı ve yatısız misafir eksik olmaz, gelen bütün misafirler güler yüzle ağırlanır, annemin elleriyle yaptığı lezzetli baklava ve börekleri yemek için bayramları iple çekerlerdi. Yani ben, dostları bol böyle bir evde yetiştim. Bu yüzden etrafıma daima iyi gözle bakmayı, güler yüzlü olmayı öğrenmiştim. 
    Babam 1950 de vefat etti. Her zaman kulağımda küpe olan iki sözü vardı. Birincisi çocukları çok sevmeli ve onlara yardımdan kaçınmamalı, onların yüzündeki mutluluğu görmeli, ikincisi de memlekette yeteri kadar cami olduğundan cami yerine çokça okul açmak gerekir derdi. Bunlar benim kulağımda küpe olarak kalmıştır. Bu yüzden elimden geldiğince çocukları mutlu etmek ve onların yüzlerindeki gülücükleri görmek için hareket ettim. Eşim Av. Burhan Güngör’le aynı yapıda olduğumuz için çok anlayışlı ve mutlu bir evlilik hayatımız oldu. Bu da ruhuma ve bünyeme daha büyük bir ferahlık verdi ve sosyal hizmetlere dönmeme neden oldu.     
    THKD deki çalışmalarımın arkasından ayrıca, arkadaşlarımla kurduğumuz 21.yy Eğitim ve Kültür Vakfı çalışmalarım ve Lions Kulübü üyeliği ile de bu enerjimi çoğaltıyorum. Bu çalışmalar benim hem vücuduma hem ruhuma hem de aklıma sahip olmamı sağladığından bunları yitirmemek için daha bir güçle çalışmaya devam ediyorum.      Saygılarımla….

KIYIYI GÖZDEN KAYBETMEYE CESARET ETMEDİKÇE İNSAN YENİ YERLER KEŞFEDEMEZ.    ANDRE GİDE  

Sn.Av. Hikmet Güngör, kimi zaman coşkun sel gibi akan sulara karşı durabilmiş, kimi zaman sakin yerleri keşfederek,  keyifle yol almayı başarabilmiş ve yer yer taşlarla kaplı bu nehirde cesaretle kıyılardan uzaklaşabilmiş çok özel bir Hukukçu büyüğümüzdür ve hepimiz için çok özeldir. Kendisine  THKD ailesi olarak, daha nice başarılar,  sevdikleriyle birlikte mutlu yıllar ve daha nice güzel sosyal etkinlikler dileklerimizle sevgilerimizi sunuyoruz. Yazımın sonunu da onun çok sevdiğim sözüyle bitirmek istiyorum.          SAYGILAR.