×

18Yaşın Altındaki Her Birey Çocuktur.

18 YAŞIN ALTINDAKİ HER BİREY ÇOCUKTUR ÇOCUKLARI EVLENDİRMEK İNSAN HAKLARI İHLALİDİR AYNI ZAMANDA İNSANLIK SUÇUDUR

Mecliste, “aileyi koruma adı altında” gündeme getirilen “Çocuk İstismarcılarına Af” girişimin asıl amacının; evlilik yaşının 12’ye kadar indirilmesinin önünü açmak, her yaştan kadınlar ve kız çocuklarının tecavüzcüleri ile evlendirilmelerini yasalaştırmak olduğu ortadadır.

Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi gereğince 18 Yaşın altındaki tüm insanlar ÇOCUK tur. Çocuk yaşta evlilikler; İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW), Çocuk Hakları Sözleşmesi başta olmak üzere çeşitli uluslararası belge ve sözleşmelerde bir insan hakkı ihlali olarak kabul edilmiştir. Çocuk Hakları Sözleşmesi ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile tanımlanan “çocuk” kavramı, hukuk sistemimiz içerisinde Çocuk Koruma Kanunu’nda bulunmakta olup; buna göre, 18 yaşını doldurmamış kişi çocuktur. Hal böyle iken Türk Medeni Kanunu’nun 124. maddesinde evlenebilmek için 17 yaşının doldurulması şartı konulmuş, olağanüstü durumlar ve pek önemli sebeplerle 16 yaşını doldurmuş çocuklara hakim izni ile evlenebilme imkanı getirilmiştir. Ayrıca, Medeni Kanun’un 11. maddesi ile erginlik (rüşt) yaşı 18 olarak belirlenmiş, evlenmenin kişiyi ergin kılacağından söz edilmiştir. Yine, Medeni  Kanun’un 12. maddesinde 15 yaşını dolduran küçük, kendi isteği, velisinin rızasıyla mahkemece ergin kılacağı düzenlenmiştir. 18 yaş altındaki tüm evliliklere karşı olmakla birlikte bu düzenlemeler dahi aşılarak çocukların cinsel istismarcıları ile evlendirilmesinin ve bu kişiler için af çıkarılması için çalışanlar evrensel hukuk kurallarını hiçe saymaktadırlar. Bu tür af söylentileri dahi, cezaların caydırıcılığını ortadan kaldırmakta, adalete olan güveni yok etmekte, gelenek, görenek kisvesi altında, af söylemlerinin de etkisiyle çocuk cinsel istismarının kovuşturulması dahi mümkün olmamaktadır
 
Kadın cinayetleri, aile içi şiddet, çocuk yaşta evlilikler gibi toplumsal yaralarla mücadele yerine; çocuğa ve kadına karşı şiddeti körükleyen, çocuk istismarı suçunu meşru hale getiren evlilik affı gibi hukuk dışı söylemlerin gündeme getirilmesi kadın ve çocuk haklarına vurulan en büyük darbelerdir.

Çocuk yaşta evlilik, kız çocuklarının eğitim, sağlık, çalışma gibi temel insan haklarına sahip olamamasına, ayrımcılığa uğramasına yol açmaktadır. Küçük yaşta bir kız çocuğunun evlendirilmesi “cinsel istismar” suçunu oluşturmakta, aynı zamanda çok erken yaşta evlendirilen çocuklar, resmi nikahla tanınan eş sıfatına sahip olmadıkları için Medeni Kanunda düzenlenen evlilik birliğine ilişkin haklardan da mahrum kalmaktadır.
Erken yaşta evlilikler sorunu kadının eğitimsizliği, statüsünün düşüklüğü ve toplumsal cinsiyet ayrımcılığı nedenlerinden kaynaklanmakta, erken evlendirilen çocuğun insan haklarını kullanmaktan yoksun kalması , ekonomik bağımsızlığının olmaması, cinsiyete dayalı ayrımcılığa ve şiddetin her türüne katlanmak zorunda kalması sonuçlarını doğurmaktadır.
Hukuki Açıdan Çözüm Yolları
 
-Öncelikle erken yaşta evlilik sorununun çözümü için, kanunlarda ortak bir “çocuk” tanımına yer verilmeli ve kanunlar arasındaki yaşla ilgili uyumsuzluk giderilmelidir.
  • Devletin, kamunun ve toplumun bu sorunun çözümü amacıyla ve çocuk mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması için ortak, samimi bir irade ortaya konmalıdır.
-Amasız, fakatsız evlilik yaşının 18 olması koşuluna bağlanmalıdır.
  • Türk Ceza Kanunu, Medeni Kanun ve Çocuk Koruma Kanunu’nda çocuğun tanımında yaşla ilgili çelişkiler giderilmelidir.
  • Türk Ceza Kanunu’nda evlilik birliği olmaksızın dinsel tören yaptıranlar ve resmi evlilik belgesini görmeden “dinsel tören” yapanlar hakkında öngörülen ceza arttırılarak caydırıcı bir nitelik kazandırılmalıdır. Yalnızca hapis cezası değil, erteleme olmayacak şekilde para cezası da uygulanmalıdır.
  • Başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığı dahil ilgili tüm kamu kuruluşları, yasa dışı çocuk evliliklerinde kamu görevlileri tarafından yapılması gerekenleri somut bir şekilde belirlemeli, genelgelerle bilgilendirme sağlamalı ve uygulamayı takip etmelidir.
-Türkiye’nin taraf olduğu Çocuk Hakları, Kadın Hakları başta olmak üzere uluslararası sözleşmelerden kaynaklanan taahhütler yerine getirilmeli;
- Kadınların çağdaş insan haklarını kullanabilmesi, güçlendirilmesi ve kadın erkek eşitliğinin sağlanması için; öncelikle bu kelimenin anlamından korkmadan “toplumsal cinsiyet eşitliğinin” sağlanması, kadının çalışma hayatına katılımı, eşit koşullarda eğitimi sağlanmalıdır. Zira cinsler arası eşitlik sağlanmadan Adalet Temelli Kadın çalışmaları temelsiz kalacaktır.
- Birey ve toplum açısından hem sosyal yönden hem de sağlık yönüyle önemli sorunlara yol açan erken evliliklerin önlenmesi için derhal etkili önlemler alınmalıdır.
Bu çerçevede gerekli yasal düzenlemelerin yanı sıra, toplum erken evliliklerin sakıncaları konusunda bilgilendirilmeli ve yoksullukla mücadele edilerek kadınların ekonomiye katılımlarının sağlanmalıdır.
Kadın cinayetleri, aile içi şiddet, çocuk yaşta evlilikler gibi toplumsal yaralarla mücadele yerine; çocuğa ve kadına karşı şiddeti körükleyen, çocuk istismarı suçunu meşru hale getiren evlilik affı gibi hukuk dışı söylemlerin gündeme getirilmesi kadın ve çocuk haklarına vurulan en büyük darbedir. Çocukları Evlendirmek İnsanlık
Suçudur. Çocuk İstismarının affı olmaz.
 
İSTANBUL SÖZLEŞMESİNDEN VAZ GEÇMİYORUZ.
TÜRK HUKUKÇU KADINLAR DERNEĞİ