24.01.2014 Ankara Barosu Dergisi
AKSOY: GELİNLİK DEĞİL KEFEN GİYDİRİLMİŞ ÇOCUKLAR
Türkiye Barolar Birliği, Ankara Barosu ve Türk Hukukçu Kadınlar Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği “Çocuk Gelinler” panelinde konuşan Ankara Barosu Başkanı Avukat Sema Aksoy, erken yaşta evlendirilen çocuklara “gelin” denilmemesi gerektiğini savunarak, bu çocuklar için “Gelinlik değil, kefen giydirilmiş çocuklar” dedi.
Türkiye’nin yoğun gündemi içerisinde arka sıralara düşmüşken 11 yaşında evlendirilen, 12 yaşında anne olan ve erken doğumla dünyaya getirdiği ikinci bebeğinin ölümünün ardından, evinde tabancayla vurulmuş cesedi bulunan 14 yaşındaki Kader'in ölümü ile tekrar gündeme gelen “Çocuk Gelinler” konusu Türkiye Barolar Birliği Avukat Özdemir Özok Kongre Merkezi’nde düzenlenen panelde ele alındı. Açılış konuşmalarını TBB Başkanı Avukat Metin Feyzioğlu ve Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Başkanı avukat Alev Toker’in gerçekleştirdiği panelin moderatörlüğünü önceki dönemlerde Çevre ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Devlet Bakanlığı görevlerini yürütmüş olan Dr. İmren Aykut yaptı. Panelde Ufuk Üniversitesi Kadın Doğum Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sevim Dinçer Cengiz konuyu kadın doğumu penceresinden ele alırken, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Klinik Doktor Prof. Dr. Neşe Erol, psikososyal açıdan değerlendirdiği çocuk evlilikleri ve çocuk anneler sorununu çözüm önerileriyle birlikte ele aldı.
Konuyu hukuki sorumluluk açıdan değerlendiren Ankara Barosu başkanı Avukat Sema Aksoy, özgür iradesiyle evlilik akdinin tarafı olup, evlenen kadına “gelin” denileceğinin altını çizerek, “Lütfen artık bu çocuklara ‘gelin’ demeyelim. Bu çocuklar gelinlik değil, kefen giydirilmiş çocuklardır” dedi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’nın erken yaşta evlilikleri “masumane” olarak nitelendirmesine atıfta bulunan Aksoy, bunun kabul edilmesinin mümkün olmadığını, söz konusu olanın bir çocuğun bütün haklarından mahrum edilmesi olduğunu söyledi. Aksoy, “Bunu gelenek, görenek ve toplumsal yapıyla izah etmeye çalışmak suçu örtbas etmeye çalışmaktır” dedi.
Ailelerin çocuklarını erken yaşta evlendirirken çoğu zaman suç işlediklerinin farkında olamadığını belirten Aksoy, bu evliliklere göz yuman ve gerekli ihbarlarda bulunmayan muhtar, kaymakam, jandarma, polis öğretmen gibi kamu görevlilerinin de Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümleri gereğince cezai sorumluluğu olduğunu söyledi.
SUÇ, SUÇ OLMAKTAN ÇIKARILMIŞTIR
Türkiye’de resmi nikah olmadan sadece dinsel tören ile evlilikler kurulabildiğinden, erken yaşta evlilik sorunu çözülemediğini ileri süren Aksoy, “Dinsel inançların, gelenek ve göreneklerin ve toplumsal yaşam biçiminin dayattığı bu durum, sorunun önündeki en büyük engel olarak durmaktadır” diye konuştu. Aksoy şunları söyledi:
“Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu tarafından yapılan araştırmaya göre Türkiye’de 18 yaşın altındaki evliliklerin oranı yüzde 28'dir. Buna göre her üç evlilikten biri çocuk yaşta yapılmaktadır. Bu tablo, erken ve zorla evlendirmelerde bir "araç" olarak öne çıkarılan “dinsel törenin” suç olarak görülmediğini ve Kanun’da ön görülen cezanın da caydırıcı olmadığını açık bir şekilde göstermektedir. "Suç", suç olmaktan çıkarılmıştır.”
Konuşmasında erken yaşta çocuk evlilikleri sorununa ilişkin çözüm önerilerini paylaşan Aksoy, “Öncelikle, görmezden gelinen bu suçun önlenmesi ve çocuk mağduriyetlerinin ortadan kaldırılması için ortak, samimi bir irade ortaya konmalı ve tüm bunların olabilmesi için artık yaşanılan bu olaylardan “utanılması” gereklidir” dedi