ADALET NÖBETİ BASIN AÇIKLAMASI
Konuşmama başlamadan önce bütün dinleyicileri selamlıyorum ve İnsanların doğru haber alma hakları için çaba gösteren, siz değerli basın emekçilerine saygılarımı sunuyorum.
Bugüne kadar burada üstadlarım, avukat meslektaşlarım, akademisyenler, gazeteciler ve toplumun her kesiminden çok değerli konuşmacılar basın açıklaması yaptılar. Her biri Adaleti anlatıp, süregelen adaletsizlikleri dile getirdiler. Bugün Adalet Nöbetinin 60.Haftası ve anlatılacak adaletsizlikler toplumun her alanında artarak devam etmektedir.
Peki Adalet Nedir. Başka hiçbir soru, bu kadar tutkulu bir şekilde tartışılmamış; başka hiçbir soru böylesine çok kan ve gözyaşı dökülmesine sebep olmamış ve başka hiçbir soru Eflatun’dan Kant’a en ünlü düşünürlerin yoğun ilgisine konu olmamıştır. Ancak başka hiçbir soru da bugün, diğer zamanlarda olmadığı kadar cevapsız kalmamıştır. Bu nedenle bizler Adaleti değil Adaletsizlikleri anlata anlata bitiremiyoruz.
Siyaset bilimci Dahlerup, kadının siyasetteki statüsünün güçlendirilmesine, siyasette kadın ve erkek dengesinin sağlanmasına yönelik beş unsur olduğunu ifade etmiştir. Bunlar “adalet”, “fayda”, “tecrübe”, “menfaat çatışması” ve “demokratik meşruluğu arttırma”dır. İlk unsur olan ADALET; nüfusun yarısını oluşturan kadınların, temsil oranında da benzer rakamları elde etmesi gerekliliğidir. Birleşmiş Milletler 2028 yılı hedefi olarak yönetimde ve siyasette yüzde elli temsil oranını hedeflere koymuş durumdadır. Zira ekonomik olarak bağımsız olmayan, eğitim olanaklarından uzak kalan, siyasette temsil edilmeyen, sadece “anne ya da hanım kardeş” kimliğine hapsedilen kadınların güçlü ve özgür olması mümkün değildir. Kadınını her anlamda erkekle eşit kılamayan toplumlarınsa dünya medeniyetler ailesinde yerini alması mümkün değildir.
Atatürk: … Bir toplumun bir uzvu faaliyette bulunurken öteki uzvu atalette olursa o toplum felce uğramış demektir.” sözleriyle hem sorunu hem de çözümü ortaya koymuştur. Üstelik Atatürk, dile getirdiği bu sözlerin “gereğini” de tüm hayatı boyunca yapmış ve 1930’da yerel seçimler, 1934’te ise genel seçimler seçilme hakkını vermiştir. Ancak bugün gelinen duruma baktığımızda toplumun yüzde ellisini oluşturan kadınların parlamentoda temsil oranı 189 ülke arasında 133'üncü sırada yer almaktadır. Arap ülkeleri ortalaması dahi yüzde 18,1 ile Türkiye'nin üzerindedir. Kadınların meclisteki temsil oranı Tunus'ta yüzde 31,3, Cezayir'de yüzde 25,8, Fas'ta yüzde 20,5, Suudi Arabistan'da yüzde 19,9, Ürdün'de yüzde 15,4 ve Mısır'da yüzde 14,9. Kadının parlamentodaki temsilinin en güçlü olduğu ülkeler ise yüzde 41,5'lik oranla İskandinav ülkeleri. Türkiyede ise 2015 seçimlerinde kadınların TBMM’de temsil oranı 14,7 olup meclise ancak 81 kadın milletvekili girmeyi başarabilmiştir.
Seçimlere 30 gün kala , partilerin milletvekili adaylarını tespit ettikleri şu günlerde kadın temsil oranının eskiye oranla daha da geriye gittiğini görüyoruz. Ayırt etmeksizin bütün siyasi partilere sesleniyorum ki yaptıkları açıkça insan haklarının ihlalidir. Bizler pozitif ayırımcılık talep etmiyoruz. Doğuştan sahip olduğumuz insan haklarının gereği olarak kadınların, mecliste, iş hayatında ve bütün karar mekanizmalarında eşit olarak temsilini talep ediyoruz. Zira Erkek şiddetinin, tacizin, tecavüzün, ölümün, çocuk gelinlerin, çocuk annelerin arttığı, kadınların eğitim hakkının elinden alındığı ve eve hapsedildiği, iş hayatından uzaklaştırıldığı, devlet ya da özel kurumlarda karar mekanizmalarına sadece erkeklerin getirildiği ülkemizde, kadın bakış açısı olmadan sorunların çözülmesi imkansızdır . Tüm partilerin Milletvekili adaylarını tespitlerinde gördüğümüz üzere Türkiye demokrasisi sınıfta kalmıştır. “Toplumun yarısı” bir kez daha göz ardı edilmiş, kadınlar hayal kırıklığına uğratılmıştır. Erkek siyaseti her zamanki gibi mış gibi yaparak partilerin kadın kollarındaki kadınları çalıştırmış , mecliste temsile sıra gelince …sesinizi çıkarmayın şimdilik bununla idare edin demiştir. TOBB’nin sıfır kadın temsilini gözler önüne seren 21.Yüzyıla yakışmayan fotoğrafını kınayarak diyoruz ki mecliste ve tüm karar verme mekanizmalarında ADALET GERÇEKLEŞİP kadın temsil oranı %50 oluncaya kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Yılmak yok yola devam diyeceğiz.




