×

LAİKLİK VE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ BASIN AÇIKLAMASI

 Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’ni insan haklarına dayalı millî, demokratik ve lâik sosyal bir hukuk devleti esasları üzerine inşa etmiş ve 5 Şubat 36 1937’de Kurucusu olduğu Cumhuriyeti laiklik ilkesi ile güvenceye almıştır.

Laik toplum düzeni, bütün din ve inançta insanların eşit koşullarda aynı kurallara uymak durumunda bulundukları, hiç kimseye dinsel ayrıcalık ve üstünlük tanımayan toplum düzenidir. Laiklik; devletin; yönetimde, toplumsal yaşamın her kesiminde, insan aklı, bilim temelleri üzerinde gerekli kurumları oluşturup geliştirerek ve sağlam güvenceler sağlayarak din dışı kalması; tüm inançlara, inançsızlığa karşı yansız ve aynı uzaklıkta bulunması ve dinin, kişisellik alanında bulunması olarak tanımlanabilir. Laikliğin en etkin koruyucusu toplumun tüm dogmalardan, ekonomik, dinsel ya da yönetsel arayışların baskılarından kurtulabilmiş bilimle, akılla arınmış bir bilinci olmalıdır. Çağdaş demokrasilerin ön koşulu olan laiklik ilkesinin temelinde; eğitimin, siyasetin, devlet yönetiminin, toplum hayatının ve hukuk kurallarının eşitliğe, akla ve bilime dayandırılması yatar.

Türkiye’de laikliğin benimsenmesi üç temel değerden kaynak bulmuştur: Vicdan özgürlüğü, dinsel inanç özgürlüğü ve tüm erkekler ile kadınların eşitliği. Laik düzen içindeki çağdaş Türk kadını, seçme ve seçilme hakkının yanında; Türkiye Cumhuriyeti’nin yönetsel, eğitsel, ekonomik ve sosyal alanlarında yerini alma ve her türlü görevi yapma olanağına sahip olmuştur.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği sağlanmadan Kadın Cinayetleri ve Kadına Karşı Şiddetin önlenemeyeceğini belirten ve bunun gerçekleşmesi için yapılması gerekenleri belirten İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek, Kadın Cinayetlerini, aile içi şiddeti ve çocuk yaşta evlilikleri körükleyecek bir karar olup hukuki geçerliliği yoktur.

Kadınların çağdaş insan haklarını kullanabilmesi, güçlendirilmesi ve kadın erkek eşitliğinin sağlanması için; öncelikle bu kelimenin anlamından korkmadan “toplumsal cinsiyet eşitliğinin” sağlanması, kadının çalışma hayatına katılımı, eşit koşullarda eğitimi sağlanmalıdır. Zira cinsler arası eşitlik sağlanmadan Adalet Temelli Kadın çalışmaları temelsiz kalacaktır. Türk Hukukçu Kadınlar Derneği olarak laikliğin, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasıyla kadının korunması ve güçlendirilmesinin temel güvencesi olduğunu bir kere daha tekrarlayarak, bu konudaki hassasiyetimizi kamuoyuna saygı ile bildiririz.

TÜRK HUKUKÇU KADINLAR DERNEĞİ