DÜNYA İNSAN HAKLARI GÜNÜ BİLDİRİSİ
İkinci Dünya Savaşı sonrasında 10 Aralık 1948’de Birleşmiş Milletler tarafından “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi” kabul edilmiştir. İnsanların yaşama ve korunma talebini karşılama amacı doğrultusunda onlara çok çeşitli hak ve özgürlükler tanıyan Beyannamenin kabulünü takip eden yıllarda 10 Aralık, tüm dünya ülkeleri ve ülkemizde İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaya başlanmıştır.
İnsan Hakları Bildirisi insanın insan olmaktan kaynaklanan değerini vurgulayan, onun hak ve özgürlüklerini tanıyan ve tanıtan bir bildiridir. İnsan haklarının “Anayasası” olarak tanımlanan bu bildiri, insana onurlu bir yaşam sağlamak için herkesin; ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal düşünce, ulusal veya sosyal köken, mülkiyet, doğuş vb. herhangi bir ayrım gözetmeksizin bildirgede yer alan bütün haklardan ve özgürlüklerden yararlanabileceğini hüküm altına almıştır.
Ne yazık ki bütün dünyada, insanların başta yaşam hakkı olmak üzere, özgürlük, eşitlik, haber alma hakkı, gibi bir çok insan hakları ihlaller artarak devam etmektedir. Ülkemizde OHAL kapsamında, yaşamın her alanına ilişkin olarak yapılan KHK düzenlemeleri sonucunda hak ihlalleri yaşanmakta, kadınlar, çocuklar, LGBTİ bireyler, mülteciler, işçiler ve tüm insanlar hak ihlalleri ile karşı karşıya kalabilmektedirler. Ülkemizde 2017'nin ilk 10 ayında, 242 kadın ve kız çocuğu öldürülmüş, 77 kadın cinsel saldırıya, 207 kadın tacize, 286 kız çocuğu cinsel istismara uğramış, 338 kadın ise şiddete maruz kalmıştır. Kadın hakları yönünden mevzuat yetersizliğinin yanı sıra, mevcut düzenlemelerin uygulanmasında da büyük sorunlar yaşanmaktadır. LGBTİ+ bireylere yönelik nefret saikiyle işlenen suçların gerektiği şekilde soruşturulmaması ve / veya cezasız bırakılması, LGBTİ+ bireylerin toplanma, gösteri ve etkinlik düzenleme haklarının engellenmesi, ayrımcılık ve şiddet vakıalarının artmasına neden olmaktadır. 2017 yılında emek sömürüsüne maruz bırakılan, istismara uğrayan, temel ihtiyaçlarından yoksun olan çocuk sayısı ise azımsanamayacak boyutlardadır. Özellikle çocuk işçilerinin sayısının 2 milyonu bulması ve son on yılda çocuk istismarı vakalarının %700 artması endişe vericidir.
OHAL’in en kısa sürede sona ermesini, Kadının İnsan Haklarının tam olarak gerçekleştirilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılmasını, Anayasa'dan ve Çocuk Hakları Sözleşmesi'nden kaynaklanan yükümlülükler çerçevesinde çocukların emek sömürüsüne ve istismara uğramaması için tedbirler alınmasını ve hiç kimsenin ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal düşünce gibi nedenlerle ayrımcılığa uğramamasını talep ediyoruz ve Türk Hukukçu Kadınlar Derneği olarak başta Kadın ve Çocuk hakları olmak üzere evrensel insan hak ve özgürlüklerinin ülkemizde yerleşmesi için meşru ve demokratik bütün zeminlerde mücadelemizi sürdürme azim ve kararlılığımızı kamuoyuna saygı ile bildiririz.