Derneğimizi Uluslararası Hukukçu Kadınlar Federasyonu’nda (FIFCJ) temsil Av.AYŞEN ÖNEN üstad ile yapılan NEHİR SÖYLEŞİLERİ
21 ŞUBAT 2020
21 Şubat 2020 tarihinde; Derneğimizin üye olduğu Uluslararası Hukukçu Kadınlar Federasyonu (FIFCJ) ile ilgili iletişimde ve yapılan çalışmalarda çok büyük emeği olan üstadımız Av. Ayşen Önen ile “Nehir Söyleşisi” yapmak üzere buluştuk. Gerçekleştirmiş olduğumuz ve uluslararası alandaki çalışmalarla ilgili ayrıntılı bilginin de yer aldığı bu söyleşiyi aşağıda sizlere aktarmaktan memnuniyet duyuyoruz.
?Ayşen hanım, insanın bugünlere gelmesinde yaşamındaki ilk yıllar önemli basamaklardan birisini oluşturmaktadır. Bize öncelikle çocukluğunuzdan, yetiştiğiniz ortamdan, ailenizden ve hukuk fakültesini tercih etme nedenlerinizden bahsedebilir misiniz?
Doktor bir babanın ve öğretmen bir annenin üç çocuğundan en küçüğü olarak İstanbul’da dünyaya geldim. Ailem eğitime çok önem veren bir aileydi. Bizleri en iyi şekilde yetiştirmeye çalıştılar. 1967 yılında Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinden ve 1971 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldum.
Okul hayatım boyunca oldukça çalışkan ve disiplinli bir öğrenciydim. Başlangıçta dışişlerinde görev almayı veya öğretim elemanı olmayı istiyordum. Her iki ablam da Hukuk Fakültesi mezunu idi. Hukuk eğitiminin çalışma sahası geniş olduğu için ablamlar beni hukuk okumam konusunda ikna ettiler. Ben de onların etkisiyle hukukçu olmaya karar verdim. Üç kız kardeş hukukçu olmamız ve eşlerimizin de hukukçu olması, hepimiz açısından çok büyük bir dayanışma ve mutluluk ortamı yaratmıştır.
Fakülteden mezun olunca hemen evlendim, fakülteden gelen kariyer yapma teklifinin üzerinde de çok durmadım. Oğlum dünyaya geldi ve eşimin bürosunda daha çok iş hukuku sahasında avukatlık yaptım. Prof. Dr. Mesut Önen’le evliyim, bir bankada üst düzey yönetici olan Tuğrul’un annesiyim. Oğlumun eşi Arzum da ekonomist. Cem ve Naz’ın da babaannesiyim.
Ayşen hanım şu anda hukuk fakültesinde de görev yapıyorsunuz değil mi?
Evet halen İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesinde uluslararası işbirliği koordinatörü olarak görev yapıyorum. Üniversite ortamında çalışmayı ve kariyer isteğimi gerçekleştiremediğim için sonradan çok üzüldüm. Bu nedenle şimdi hukuk fakültesindeki görevlerim ve üniversite ortamı beni gerçekten çok mutlu ediyor.
Hukuk eğitimini tercih ettiğim için de son derece memnunum. Ben adalet kavramı içinde eğitim almanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bana göre bu şekildeki bir eğitimle hukukçunun dünya görüşü genişliyor, çünkü hayatın her aşamasında hukuk karşımıza çıkıyor. Özellikle kadın hukukçunun özgüveni artıyor, kendisini ve toplumu daha bilinçli savunabiliyor, sorunlara çözüm üretebiliyor. Bu nedenle de, hukukçu olmalarını gençlere daima tavsiye ediyorum.
Ayşen hanım Türk Hukukçu Kadınlar Derneği’ne nasıl üye olmaya karar verdiniz? Uluslararası Hukukçu Kadınlar Federasyonu (FIFCJ) ile ilgili çalışmalarınız nasıl başladı?
İstanbul Barosu’na bağlı olarak avukatlık yaptığım zamanlar, ablalarım Av. Ayla Babila ve Av. Aynur Tahiroğlu’nun önerisiyle, Türk Hukukçu Kadınlar Derneği’ne (THKD) 1988 yılında üye oldum. Derneğin 1996 yılında yapılan Genel Kurulu’nda ise, ablam Ayla Babila’nın önerisi ile, Uluslararası Hukukçu Kadınlar Federasyonu (FIFCJ) konsey üyeliğine aday gösterildim. Aslında o zamanlar bu öneriye “Ayşen nasıl yapabilir tecrübesiz, lisan ve bilgi çok iyi olmalı, toplantılara gidip gelmek çok masraflı” diye tereddütle yaklaşanlar da oldu, çünkü dernekte beni tanıyan azdı, ama ben yapabilirim belki diye aday olmayı kabul ettim. Ertesi sene, Napoli’de yapılan Uluslararası Hukukçu Kadınlar Federasyonu’nun Genel Kuruluna Ayla Babila ve ben eşlerimizle beraber gittik. Napoli’de FIFCJ yönetim kurulu ve konsey üyesi seçildim. Üç yıl sonra da, 2000 yılında İspanya’da (Toledo) yapılan seçimde, FIFCJ Başkan Yardımcısı seçildim. Daha sonra da iki dönem FIFCJ II. Başkanı olarak görev yaptım. Halen FIFCJ Başkan Yardımcılığım devam ediyor, UNESCO, OECD, ERA (AB-Avrupa Hukuku Akademisi) gibi birçok uluslararası kuruluşla çalışmalar yapıyorum. Ayrıca, İstanbul Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesinde “Uluslararası İşbirliği Koordinatörü” görevindeyim.
Yıllardır Derneğimiz ile FIFCJ arasındaki iletişimi, çalışmaları özveri ile yürütmektesiniz. Bu kapsamda gerçekten size yürekten teşekkür ederiz. FIFCJ hakkında ve Derneğimizi temsilen orada yaptığınız çalışmalar hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
FIFCJ 1928 yılında Paris’te kurulmuştur. Organları; Yönetim Kurulu (Büro), Konsey Kurulu ve Genel Kuruldur. Her ülkenin en çok üç konsey üyesi olur. Bu konsey üyeleri de seçimlerde oy kullanma yetkisine sahiptir. Seçimlere her üye ülke, üç hukukçuyu konsey üyesi adayı olarak gösterir. Başka bir üye de aday olabilir, ancak gelenekselleşmiş bir saygı çerçevesinde veya statü gereği, dernek tarafından gösterilen üç aday daima seçilir. Konsey üyeleri de yeni konsey üyelerini, başkan ve yardımcılarını, yönetimi seçer.
Yönetim Kurulu (Büro), Federasyonun yürütme kuruludur. Üç yılda bir genel kurul toplanır ve seçimler yapılır, aynı başkan sadece iki dönem (altı yıl) seçilebilir. Başkan yardımcıları kıtalara ve bölgelere göre seçilir, içlerinden bir tanesi de başkanlık yetkisine sahip II. Başkan olarak görev yapar. Bu prosedür çerçevesinde ben de Napoli’de yapılan konsey toplantısında Av.Fani Motola, Av.Aylâ Babila ile beraber Federasyon Konsey Üyesi seçildim. Bu ilk katıldığım toplantıda ayrıca yönetim kurulu üyesi olarak da seçildim. Bu seçimin bende unutamadığım bir anısı vardır. Napoli’deki toplantının akışı Ayla ile beni çok etkiledi. Toplantıda, FIFCJ Başkanı Claire Jourdan, yönetim kuruluna aday eksik kim aday olmak ister diye sorar sormaz, hemen “Türkiye’den ben” diye yüksek sesle elimi kaldırdığımı hatırlıyorum. Çok tecrübesizdim ama fırsat olursa çalışmak istediğimi anlattım. Böylece çok yeni bir üye olarak yönetim kuruluna da seçilmiş oldum. Akşam gala yemeğinde beni yakından tanımak için Fransız üyeler masamıza geldi, sohbet ettik, çok memnun oldular ve beni hep desteklediler.
Ayşen hanım Federasyonda uzun süre başkan yardımcılığı da yaptınız. Bizlere o süreci anlatabilir misiniz?
Yönetim Kuruluna seçilmemden üç yıl sonra, yani 2000 yılında, Toledo’da yapılacak olan seçimlere, İspanya’dan başkanlık için Angelina H.Calcerra’da adaylığını koymuştu. Kendisi bana ekibinde Başkan Yardımcısı adayı olmamı önerdi. Bu öneriyi destekleyen birçok mesaj da aldım. Henüz FIFCJ de yeniydim, üç yıllık bir deneyimim vardı ancak yine de öneriyi kabul ettim. Böylece Toledo’da yapılan seçimde Başkan Yardımcısı seçildim. Daha önce FIFCJ Başkan Yardımcılığına ilk kadın hukukçumuz Sayın Süreyya Ağaoğlu seçilmişti. Benim için bu ayrı bir gurur kaynağı oldu. Başta Federasyonu Türkiye’ye tanıtan ve bu vesileyle de THKD kuruluşunu sağlayan Sayın Bihterin Berkin olmak üzere, Sayın Süreyya Ağaoğlu’nu ve tüm THKD kurucularını, FIFCJ’de çalışan tüm saygıdeğer üyelerimizi, Başkan Yardımcısı seçilen Sayın Fani Motola’yı ve bizleri destekleyen THKD başkanlarını ve üyelerimizi, daima saygıyla ve şükranlarımla anarım.
Benim başkan yardımcılığı dönemimde FIFCJ ile iki uluslararası toplantıyı büyük bir ekip çalışmasıyla ve başarıyla yaptık. Emeği geçen Sayın Başkanlara ve üyelere teşekkürlerimiz sonsuz. Bu dostluk içinde özverili ekip çalışmaları beni hep çok etkilemiştir. Hiçbir nedenle Derneğin bu dostluk ruhunu kaybetmemesi gerekir.
Federasyonda gerçekten çok başarılı bir ivme yakaladınız. Bu başarıdaki etkenlerden bahsedebilir misiniz? Bu başarılı çalışmaların devamı için neler yapmak gerekir?
Bu konuda eşim Prof. Dr. Mesut Önen’in etkisinden de bahsetmem gerekir. Eşim doktorasını Roma’da yapmış, İtalyan liyakat nişanları almış bir kimsedir. Ayrıca uzun süre yine eşimin AB’deki görevi nedeniyle Brüksel’de kaldık. Bu nedenle, evlendiğimden beri yurtdışı çalışmalara çok alışık bir yaşam içinde oldum. Dolayısıyla başta İtalyanlar olmak üzere, birçok yabancı dostlarım oldu, kolay uyum sağladım ayrıca İtalyancayı da öğrendim. Ama elbette sadece dostlukla uluslararası kuruluşlarda bir yere gelmek mümkün olmuyor. Hukuki, mesleki iletişim de son derece önemli. Diğer uluslararası kuruluşlardaki birçok çalışmaya da mesleki iletişimim nedeniyle davet edildiğimi düşünüyorum. Bu nedenle çok mutluyum, bu tecrübemi genç hukukçulara iletmek istiyorum. Günümüze kadar, her üç yılda bir yapılan bütün seçimlerde konsey üyesi, büro üyesi ve başkan yardımcısı seçildim, bu görevlerde en uzun süre bulunan ilk Türk üye olmaktan mutluluk duyarım.
Bu başarılı çalışmaların devamı için aslında en önemli konu bayrağı genç hukukçu arkadaşlara devretmek. Bu konudaki en büyük isteğim genç hukukçu arkadaşları FIFCJ’de görmek. Ancak, tüm yoğun çabalarıma rağmen, Derneğimizden genç arkadaşların bu görevler için aday olmamasından veya önce ilgi gösterip sonra çeşitli nedenlerle dernekte olmamalarından, her dönemde ve her vesileyle çok üzüntü duydum. En büyük amacım, genç hukukçularımızı da bu görevlerde görebilmek, onlara elimden gelen her yardımı yapıp, görevlerimi gençlere devredebilmek. Bu konuda çok kararlıyım.
Bu günlerde, biraz da genç hukukçu arkadaşları uluslararası faaliyetlere motive etmek amacıyla, sadece uluslararası çalışmalarımı kapsayan özet bir “anı web sayfası” hazırlıyorum. Zaten çoğunlukla sadece yurtdışı faaliyetlere yoğunlaşıyorum. Bu vesileyle tekrar geçmişe bakınca, ne kadar çok uluslararası toplantıya, tebliğ sunmak veya oturum yönetmek için katıldığıma hayret ettim. Yirmiye yakın defa İtalya’ya, bir o kadar Fransa’ya, çok defa da İspanya’ya, Portekiz’e, Belçika’ya gittim. Ayrıca bende unutulmaz anılar bırakan Cabo Verde’ye, Dakar’a, Şam’a, Riyad’a, Tiflis’e, La Haye’e ve daha birçok ilginç toplantılara katıldım, birçok defa yabancı medyada yer aldım.
Elbette bütün toplantılar her zaman böyle enteresan ve eğlenceli olmuyor. Bazı toplantılarda Türkiye ve kendi adıma çok itirazlarım, münakaşalarım oldu, ama haklı olduğum yerde yılmayan bir karakterim var. Atatürk ilkelerine ve ülkeme olan sevgim ve minnetim beni hep mücadelelerimde başarılı kıldı. Çok derin dostluklarım var, ama ülkem ve bizler aleyhine söz söylemekten benden hep çekindiler, bir Türk kadını olarak bu saygın havayı da sağlamaktan ayrıca mutluyum.
FIFCJ ile birlikte ya da FIFCJ dışında diğer uluslararası kuruluşlarla yaptığınız çalışmalardan da bahsedebilir misiniz?
FIFCJ uluslararası örgütlerde danışman veya gözlemci olarak çalışmalar yapmaktadır. Ben de uzun süredir FIFCJ’nin UNESCO temsilcisiyim. Paris’te yapılan toplantılara ve Sofya’da, Riyad’da yapılan UNESCO Forumlarına davet edildim. Ayrıca, yurtdışı bazı üniversitelerle ve ERA (Avrupa Hukuk Akademisi), OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü), WLGME (Ortadoğu Hukukçular Grubu) gibi kuruluşlarla da işbirliğim devam ediyor.
Kadın ve çocuk hakları, sağlık hukuku, savaş suçları, soykırım, mülteci sorunu, insan ticareti gibi çeşitli konularda tebliğler sundum. Son zamanlarda yapay zekâ ve hukuk konularında toplantılara katılıyorum. Her konunun kadın ve çocuk haklarına değinen bir yanı var, bu bakımdan hukukçu olmamızın daha da heyecan ve mutluluk verici olduğuna inanıyorum.
Bu kadar yıllık çalışma yaşamınızda sizi en çok etkileyen toplantılar hangileridir?
Beni en çok etkileyen toplantılar OECD’nin Paris’te Kuzey Afrika ülkeleri kadınlarının ekonomik güçlenmesi için yaptığı toplantılardır. Grup halinde katılan ülke uzmanları kendi ülkelerindeki kadın haklarını anlatıyorlardı. Ben gözlemci uzman olarak tek başıma davet edilmiştim. Toplantıyı, yetkililer çeşitli sorular sorarak yönetiyorlardı. Her ülke grubunu dikkatle dinliyor, hiçbir hususu kaçırmamaya çalışıyordum. Bana sıra gelince de bu konuda bizdeki yasal durumu ve farklılıkları anlatıyordum. İki gün boyunca, çok büyük bir masa etrafında oturup, birbirinden farklı yasal konular arasında bilgi vermekten gerçekten çok yorulmuştum, özellikle de laik hukuk sisteminin kadının statüsünün gelişimindeki önemini çok vurguladım. Çalışmalar bitince, ertesi gün raportör “Türkiye delegesinin önerileri ışığında şu eksikliklerin tamamlanması öngörülmüştür” sözleriyle raporunu sunmaya başlayınca çok keyif aldığımı ve yorgunluğumun bir anda geçtiğini fark ettim. Daha sonraki toplantılarda bu yoğun çalışma sistemine artık alışmıştım.
Bir başka anım da Portekiz’dendir. Coimbra’da (Portekiz) yapılan toplantıda başkan yardımcılarından birinin FIFCJ başkanı tarafından II.Başkan olarak tayin edildiğini anladım ve buna şiddetle karşı çıktım çünkü o zaman statüde tam açıklık yoktu. Büyük tartışma sonunda itirazım kabul edildi ve yapılan oylama ile Başkanın tüm yetkilerine sahip olan II.Başkanlığa seçildim. Bu görevdeki ilk Türk üye olmak benim için ayrı bir onur oldu.
Ayşen hanım son olarak genç hukukçu arkadaşlara neler önerirsiniz?
Çalışma disiplini, sorumluluk duygusu, kurallara saygı kavramları çalışmalarımda benim için daima çok önemli olmuştur. Eğitimim, deneyimlerimle de birleşmiş ve bu durum en zor çalışmalarda bile bana özgüven ve kolaylık sağlamıştır. Ben yeni hukukçu arkadaşlara, toplantıları tam anlamaları, soru ve cevapları rahatlıkla ve düzgün bir şekilde cevaplandırabilmeleri için, en azından bir yabancı dili ve özellikle “bilimsel yabancı dili” çok iyi konuşabilmelerini tavsiye ederim. Kanımca uluslararası başarının en önemli kriterlerinden biri de meslekî yabancı dili ve hatta birkaç dili rahatça konuşabilmek.
Uzun yıllar yurtdışı toplantılarına katıldığım için tecrübelerim bana şu ilkeleri uygulamanın daima daha etkili sonuç verdiğini gösterdi; ses tonunu iyi kullanarak, yüksek sesle, çok hızlı olmadan konuşmak, mümkün olduğu kadar sadece ana başlıklara bakarak okumadan tebliğ sunmak, toplantılarda öncelikle ve sadece gerektiği kadar soru sorup katkıda bulunmak, sözü fazla uzatmamak. Ayrıca bir Türk kadını olarak Atatürk reformları sayesinde bu duruma geldiğimi asla unutmadığımı tüm dinleyicilere göstermek için konu ne olursa olsun her konuşmamda Atatürk reformlarından bir cümleyle de olsa bahsetmeye dikkat ederim.
Ayşen hanım, bu güzel söyleşi ve verdiğiniz aydınlatıcı bilgiler için çok teşekkür ediyoruz. Ne şanslıyız ki Derneğimizde sizler gibi, bizlere ışık tutan, yol gösteren üstadlarımız var.
Ben de bana bu sohbet imkânını veren Sayın Başkanımıza, Yönetim Kurulu Üyelerine, Av. Oya Aktan ve Prof. Dr. Pelin Güven’e çok teşekkür ederim.
Prof. Dr. Pelin Güven – Av. Oya Aktan
Türk Hukukçu Kadınlar Derneği